Kartepe haklıyla alay etmeyin! Mahkeme İptal Etti ama hala “SORUN YOK”

Tahir Büyükakın’ın “Sorun Yok” Masalı’na Cevap: Kartepe haklıyla alay etmeyin!

Mahkeme İptal Etti ama hala “SORUN YOK”

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın’ın, Kartepe Uzunbey’de planlanan çelikhane–haddehane projesi için “çevresel sorun yok”, “tarım arazisini sanayiye çevirmiyorum”, “alan zaten sanayi imarlı” yönündeki beyanlarını kaygıyla takip ediyoruz.  

Çünkü ortada “sorun yok” denilerek geçiştirilemeyecek kadar somut bir gerçek var: Bu proje için verilen 12.05.2023 tarihli “ÇED Olumlu” kararı, Kocaeli 2. İdare Mahkemesi’nin 29.03.2024 tarihli kararıyla iptal edilmiştir (E:2023/1553, K:2024/419).  
Mahkemenin iptal gerekçeleri “teknik eksik” diye küçümsenecek türden değildir; meteorolojik analiz eksikliği, rapordaki çelişkiler, trafik yükü ve çevresel etkilerin sağlıklı ortaya konmaması gibi başlıklara işaret edilmektedir.  

Bugün gelinen noktada süreç yeniden yürütülmüş; Bakanlıkça 20.02.2025’te İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısı yapıldığı belirtilmiş;   ayrıca 17.07.2025 tarihli duyurularda nihai ÇED raporunun askıya çıkarıldığı, proje alanının 1118 ada 80 parsel (Ana Alan), 1118 ada 82 parsel ve 1118 ada 104 parsel gibi parsellerle anıldığı görülmüştür.  
Ve nihayet, proje için 18.10.2025 tarihinde yeniden “ÇED Olumlu” kararı verildiği haberleştirilmiştir.  

1) “Alan sanayi imarlı” demek, soruları bitirmiyor; asıl soru: Bu alana sanayi imarı nasıl ve hangi adımlarla geldi?

Sayın Başkan “tarım arazisini sanayiye çevirmiyorum” diyor.  
O halde kamuoyunun bilmesi gereken şudur: Bu alanın tarımdan sanayi/konut dışı çalışma vb. kullanımlara dönüşümü adım adım nasıl gerçekleşti?
Kamu yararı için talebimiz nettir:
• Proje alanı ve çevresindeki 1/25.000, 1/5.000 ve 1/1.000 plan kararları, plan notları, askı ilanları ve itiraz/karar süreçleri tarihleriyle birlikte tek dosyada açıklansın.
• “Sanayi imarlı” denilen statünün hangi meclis kararları ve hangi Plan İşlem Numaralarıyla oluştuğu, parsel bazında yayımlansın.
• Arazinin mülkiyet/elde değiştirme süreçleri hakkında, kamuoyunda dolaşan iddiaları bitirecek şekilde, tapu tarihleri ve imar durumları satın alma tarihindeki imar vasfı dahil şeffaf biçimde ortaya konulsun.

2) “Hurda çelik daha düşük karbon” doğru olabilir; ama yerel hava, su, toprak ve sağlık etkileri sıfırlanmıyor

Sayın Başkan, hurda bazlı üretimin karbon salımını %60–70 azalttığını söylüyor.  
Karbon tartışması önemli; ancak yerel yaşam kalitesi açısından tek mesele karbon değildir. Elektrik ark ocağı/çelik üretim süreçlerinde toz/partikül (PM) ve filtre tozuna bağlı kirleticiler başta olmak üzere, ağır metaller ve bazı kalıcı kirleticiler gündeme gelebilir; bu nedenle dünyada bu tesisler için PM ve tehlikeli hava kirleticilerine yönelik sıkı düzenlemeler vardır.  

Kartepe’nin tarım, orman, su varlıkları ve turizm kimliği düşünüldüğünde; “teknoloji var” denilerek kümülatif etki ve yer seçimi tartışması kapatılamaz.

3) Yer seçimi sorunu: Sapanca Gölü’ne yakınlık, su tüketimi ve trafik yükü

Bu proje sadece fabrika binası değildir; hammadde, lojistik, atık, emisyokn ve su ayak iziyle bir bütündür. TBMM’ye yansıyan resmi belgelerde dahi proje alanının Sapanca Gölü’ne 7–8 km mesafede olduğuna dikkat çekildiği görülmektedir.  
Sayın Başkan da ilk değerlendirmelerinde lojistik/ulaşım gerekçesiyle olumsuz baktığını, D-100 üzerinden taşımacılığın trafik yükü yaratacağını ifade ediyor.  
Mahkeme iptal gerekçeleri içinde de trafik yükü/etki hesabının sağlıklı kurulmadığı başlıkları yer alıyor.  

Bu nedenle sormak zorundayız:
• Günlük/aylık kamyon sayısı, güzergâh, saat aralıkları, gürültü–emisyon etkisi ve yol güvenliği hangi bilimsel hesapla güvence altına alındı?
• Su temini, atıksu ve arıtma süreçleri, yeraltı suyu ve havza etkileri bağımsız nasıl doğrulandı?

4) “Kocaeli sanayiye doydu” bir “şehir efsanesi” değil; sanayi çevre–sağlık sınırlarına dayandı

Sayın Başkan “Kocaeli sanayiye doydu söylemi şehir efsanesi” diyor.  
Oysa geçmişte Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Yılmaz Kanbak’ın “Kocaeli artık sanayiye doymuştur” dediği açıklamalar kamuya açık kaynaklarda yer alıyor.  
Kocaeli’nin bugün 14 OSB ve yüksek istihdam kapasitesiyle zaten büyük bir sanayi yoğunluğu taşıdığı da resmi/kurumsal kaynaklarda belirtiliyor.  
Demek ki tartışma “sanayi olsun/olmasın” değil; nerede, hangi ölçekte, hangi havza ve hangi taşıma kapasitesi içinde olacağıdır.

TALEPLERİMİZ

1. Proje alanının tarımdan sanayiye dönüşümüne ilişkin tüm plan değişikliği zinciri, karar no/tarihleriyle ve parsel bazında yayımlansın.
2. “ÇED Olumlu” kararının daha önce mahkemece iptal edilmiş olması dikkate alınarak, yeni süreçte bağımsız akademik/meslek odası görüşleri kamuya açık şekilde dosyaya işlensin.  
3. Trafik, hava kalitesi, gürültü, su kullanımı ve atık yönetimine ilişkin kümülatif etki analizi; sadece proje sahasını değil, bölgedeki mevcut sanayi yükünü de kapsayacak biçimde güncellensin.
4. Kartepe’nin tarım–turizm–yaşam alanlarını koruyacak şekilde, bu ölçekte bir tesis için alternatif yer seçenekleri (mevcut sanayi bölgeleri/planlı alanlar) şeffaf biçimde değerlendirilip kamuoyuyla paylaşılsın.
5. Bakanlık, Büyükşehir ve ilgili belediyeler “ideoloji” söylemi yerine; sayısal, doğrulanabilir ve denetlenebilir taahhütleri (online emisyon izleme, bağımsız denetim, yaptırım mekanizması) açıklasın.

Bizim itirazımız “yatırıma” değil; hukuka, bilime, yaşam hakkına ve kentin taşıma kapasitesine uymayan yer seçimine ve şeffaf olmayan planlama pratiklerine itirazdır.


Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Hayriye Demiralp - Kartepe Çevre ve Yaşam Platformu