Gelecek Milletvekili Doğan Demir, Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür
Gelecek Milletvekili Doğan Demir, Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür
Gelecek Milletvekili Doğan Demir, Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür.
Gelecek Milletvekili Doğan Demir, Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür.
YENİ YOL Grubu adına TBMM’de konuşan Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür.
Genel Kurulda önemli açıklamalarda bulunan Vekil Doğan Demir,
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri…
Vize alamamak Türkiye’de ihracat yapan sanayiciden tutun da yurtdışında eğitim hayali kuran gencimize kadar herkesin ortak bir sorunudur. Artık bu mesele bireysel şikayetleri aşmış, milli bir krize dönüşmüştür.
Avrupa Birliği ülkeleriyle yaşanan vize sorunu, artık münferit bir uygulama değil, sistematik bir engelleme halini almış durumdadır. Almanya ve Fransa ile başlayan bu kriz, artık Bulgaristan ve Romanya gibi sınır komşularımıza kadar yayılmıştır. Yani sadece Şengen (Schengen) bölgesindeki ülkeler değil, artık sınır kapılarımızda pasaportuna vize almak isteyen Türk vatandaşına randevu bile verilmemektedir.
Bu vize uygulamaları bir güvenlik tedbiri olmanın ötesine geçmiş, adeta Türkiye’ye karşı bir siyasi araç haline gelmiştir. Bu durum hem eşitlik ilkesine hem de uluslararası hukuk normlarına aykırıdır.
Vize engelleri, girişimcilerimizin, öğrencilerimizin ve sanatçılarımızın önünü kesmekte; Türk pasaportunu taşımanın külfet haline gelmesine neden olmaktadır. Bu sorun artık çok açık bir şekilde itibar meselesi haline gelmiştir.
Peki bu noktaya nasıl geldik? Elbette bu sorunun birçok boyutu var. Ama en önemli başlık, şüphesiz ki Türkiye’nin yıllardır izlediği kontrolsüz ve hesapsız sığınmacı politikasıdır. Türkiye’nin güvenlik kapasitesi, altyapısı ve toplumsal dengeleri hiçe sayılarak alınan kararlar, bugün Avrupa ülkelerinde Türk vatandaşlarına karşı bir güven sorunu doğurmuştur. Türk vatandaşlarına Avrupa’da Ortadoğulu gözü ile bakılıyor…
Bugün bir iş insanı, yurtdışında yapacağı yatırım veya ticaret görüşmesi için başvurduğunda maaş bordrosunu, banka dökümlerini, şirket faaliyet belgelerini sunsa da artık yetmiyor. Hatta bazı ülkeler artık üç aylık tüm finansal hareket dökümünü istiyor. Kimi zaman bir kişinin vize başvuru maliyeti 30 bin TL’yi buluyor.
İşin acısı başvuru da reddediliyor. Ret Edilen Başvuruların Maliyeti yaklaşık 15 milyon Euro’dur. Ret edilen başvuruların geri ödemesiz olması nedeniyle, bu tutar vatandaşlarımız için doğrudan kayıptır.
Yurtdışındaki bilimsel kongrelere katılmak isteyen akademisyenlerimiz, sahneye çıkacak olan sanatçılarımız, uluslararası müsabakalara katılmak isteyen sporcularımız, eğitim hakkını yurtdışında değerlendirmek isteyen öğrencilerimiz… Hepsi birer birer reddediliyor.
Bu kriz bir partinin değil, bu milletin meselesidir. Bu kriz sadece vize meselesi değil, bir itibar meselesidir.
Gençlerimizin dünyaya açılma umudu kırılıyorsa, akademisyenimiz bilimsel toplantıya gidemiyorsa, iş insanımız fuara katılamıyorsa, burada hepimizin durup düşünmesi gerekir.
Neden? Çünkü Türkiye artık sığınmacı cenneti olarak tanınıyor.
Çünkü Avrupa Türkiye’den gelen her başvuruyu bir potansiyel “iltica” vakası olarak değerlendiriyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık sığınmacı muamelesi görüyor. Bundan daha büyük bir itibar kaybı olabilir mi?
Durumu özetlemek ve daha net anlatabilmek adına size bir misal vereyim Avrupa devletleri Türkiye’ye vize şartını kaldırsa ülke nüfusu yarıya iner.
Bu durumun sebep- sonuç ilişkisini de sizlere bırakıyorum.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;
Vaktiyle “Komşularla sıfır sorun” sloganıyla yola çıkan dış politikamız, bugün sorunsuz komşumuz kalmadı gerçeğine evrilmiş durumdadır.
Sınır güvenliğimiz tartışmalı, bölgesel ortaklıklarımız askıda, dostane ilişkilerimiz ise dibe vurmuş durumda.
Sadece Batı ile değil; Orta Doğu’dan Kafkasya’ya, Balkanlar’dan Akdeniz’e kadar her cephede Türkiye’nin dış politikası derin bir yalnızlık yaşıyor diyor genel kurulu saygıyla selamlıyorum…
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.